Regl Ürünleri Lüks Değil Temel İhtiyaçtır!

Feminerva: Genç kadın yoksulluğu üzerine değerlendirmeleriniz neler? Bunun boyutları, yansımaları nelerdir?

Rozana Urkun: Genç kadın yoksulluğu Türkiye’deki derinleşen yoksulluktan bağımsız değil. Bağımsız olmadığı gibi bence diğer yoksulluk türlerine göre daha da kritik bir noktada duruyor. Çünkü genç kadınların birçoğu ya üniversite sınavına hazırlanıyor, ya üniversite okuyor ya da en iyi ihtimalle düşük ücretler karşılığında uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalıyor. Üniversiteli kadınlar artık çalışamadan okuyamıyor, çünkü alınan burs ve krediler masrafları karşılayacak miktarda değil. Ben de üniversite okuyan bir genç kadın olarak artık okul dışında bir işte çalışmadan geçinemeyen bir noktadayım. Bu sebeple genç kadınların okumak, sınavlara hazırlanmak ya da derslere girmek yerine çalıştığı bir durum var. Bu noktada kadınların çalıştığı işlerin niteliği de oldukça düşük. Kadınlar kafelerde, restoranlarda ya da barlarda hem ucuz iş gücü olarak görülüyor hem de cinsiyetçi muamelelere maruz bırakılıyor. Çalışırken ne giydiğinizden nasıl makyaj yapmanız gerektiğine kadar karışılıyor. Aynı zamanda tacize ya da cinsiyet temelli şiddete maruz kalıyoruz. Tüm bunlar karşısında kadınların başvurabileceği, şikayet edebileceği kurumlar ne yazık ki yok. Ve kadınlar bir şekilde çalışarak yurt parasını, ev kirasını, faturalarını ödemek zorunda. Bu noktada tüm bu faktörlerin biz genç kadınları okumaktan uzaklaştırdığını, temel ihtiyaçlarını karşılamak için bitmek bilmez bir çalışma mesaisine tutulduğumuzu ifade edebiliriz.

Gizem Alica: İktidarın uyguladığı ekonomi politikaları sonucu çoklu bir kriz süreci içerisindeyiz. Uygulanan ekonomi politikaları kadınları gözetmediği gibi istihdam alanları da sağlamıyor. Barınmadan beslenmeye en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamıyoruz, her geçen gün genç kadın yoksulluğunun derinleştiğini kendi hayatlarımız üzerinden deneyimliyoruz. Derinleşen yoksullukla birlikte geçinebilmek için okurken çalışmak zorunda kalıyoruz. Aynı zamanda genç kadın işsizliğinin sürekli arttığı bir dönemdeyiz. İş bulma süreçlerinde yaşadığımız zorluklar ve çalışma hayatında kadın olmaktan dolayı maruz bırakıldığımız taciz, mobbing gibi şiddet biçimleri sürekli karşımıza çıkıyor.

Genç kadın yoksulluğunun bir diğer ve bence en yakıcı yansıması hijyenik ped ve tamponlara ulaşamama hali. Artan pahalılıkla birlikte regl ürünlerini alamaz hale geldik fakat regl döngüsünü engelleyebilme, erteleyebilme “lüksümüz” yok. Bu ürünlere ulaşamadıkça daha ucuz ve kalitesiz ürünler veya peçete gibi alternatifler kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu sağlıksız alternatifler ise ileride ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor.

Ekonomik kriz günlük yaşamı çok ciddi boyutlarda etkileyen bir seviyeye ulaştı. Temel ihtiyaçlar bile günlük yaşam içerisinde karşılanamayacak boyutta. Halihazırda böyle bir dönem içerisindeyken regl ürünlerinden lüks tüketim vergisi alınması sizce hangi politikalardan kaynaklanmaktadır? Nedir bu lüks tüketim vergisi?

Rozana:Regl ürünlerinden uzun zamandır lüks tüketim vergisi alınıyor. Lüks tüketim vergisinin alındığı bazı ürünler otomobil, mücevher gibi gerçekten pahalı ve elbette halkın satın almadığı, alamadığı ürünler. Bu noktada pedin de lüks tüketim vergisine tabi tutulması, erkek odaklı sağlık politikalarından ayrı düşünülemez. Reglin bir tabu olması, kadınların regl sebebiyle utandırılması ya da ayıplanması, regl dönemlerini gizli saklı yaşama çabaları da bu politikaların bir sonucu. Bugün birçok kadın regl dönemlerinde hijyenik pedlere, tamponlara kısacası regl ürünlerine ulaşamıyor. Sağlıksız yöntemlerle bu dönemi atlatmaya çalışıyor. Bu kimi zaman peçete, bez kullanımı kimi zaman da regl dönemlerinde evden çıkmamak, sosyal hayattan uzaklaşmakla kendini gösteriyor. Tüm bu yöntemlerin kadınların hem fiziksel hem psikolojik sağlığını etkilediğini oldukça açık. Erkek egemen sağlık politikaları kadın bedenini, cinselliğini tarih boyunca yok saydığı gibi günümüzde de kadınların sağlık hizmetlerine ulaşmasını engellemeye devam ediyor. Artan ekonomik krizle beraber kadınlar aslında çok kolay ulaşılabilir olması gereken pedlere erişemiyorlar. Bir regl döngüsüne yetecek kadar ped almak nereden baksanız 150-200 liraya mal olabiliyor. Böyle bir dönemde sabit bir geliri olmayan, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan ve gün geçtikçe güvencesizleşen, yoksullaşan kadınlar için ped fiyatları korkunç rakamlarda.

Gizem: Lüks tüketim vergisi; altın, pırlanta, otomobil, beyaz eşya, mobilya gibi ürünlerden alınan bir vergi. Regl ürünlerinin de lüks tüketim kategorisinde sınıflandırılmasını, iktidarın kadın düşmanı politikalarının bir boyutu olarak değerlendiriyorum. Menstrual dönemlerimizde bu ürünlere ücretsiz olarak ulaşmak en temel hakkımızken devlet, regl ürünlerinden %18 vergi alıyor. Aynı devlet ve kurumları her fırsatta kadınlara saldırmaya, haklarımıza ve hayatlarımıza göz dikmeye devam ediyor. Biz de sokak sokak, kampüs kampüs mücadelemizi büyütmeye, taleplerimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Taleplerimizin yerine getirilebilir olduğunu biliyoruz.

Regl hala çok ciddi bir kesim için tabu. Siz yürüttüğünüz kampanyada kanlı pedler ve kanlı iç çamaşırlarıyla sokaklara çıktınız. Bu eylemlerden sonra nasıl tepkiler aldınız?

Rozana: Regl tabusu her geçen gün kadınların karşılaştığı zorlayıcı bir durum olmaya devam ediyor. Regl ürünlerin kara poşetlere konması, reglin sadece kadınların bildiği bir sırmış gibi davranılması hayatlarımızda hala çok güncel. İzmir sokaklarında iki ped eylemi yaptık. Biri İzmir’in en işlek ve canlı caddelerimden olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi, diğeri ise Konak’ta bulunan vergi dairesi önüydü. Ped eylemine gelen kadınların çoğuyla yaptığımız sohbetlerde, hepimiz çok temel ve haklı olan bir talebimizi birlikte dile getirmenin hissettirdiği güçlü duygulardan bahsettik. Regl oluyoruz; bunun getirdiği tabuların, travmatik yaşantıların dışında bir de maddi yükünü omuzlamak zorunda bırakılıyoruz. Bunun karşısında birlikte yan yana durmak ve mücadeleyi yükseltmek gerçekten her zamanki gibi çok kıymetli. Sokakta bizi gören insanların tepkisi ise birbirinden farklıydı. Kanlı pedlerimizi, iç çamaşırlarımızı sallarken attığımız sloganların ilgisini çektiği birçok kadın yanımıza geldi; ne yaptığımızı, kim olduğumuzu sordu. Birçok kız kardeşimizle sorunlarımızı ortaklaştırmak, dayanışmamızı büyütmek için bir fırsat yakaladık. Aynı zamanda yaptığımız şeyi anlamlandıramayan, kocaman kanlı bir pedle gezmemizin rahatsız ettiği bakışları da fark ettik. İnsanlar değil kanlı ped görmek, regle dair bir konuşma duyduklarında bile bu konuşma içerisinde bulunmak istemiyor. Bu sebeple sokakta her ay regl olduğunu, bu sebeple temel bir ihtiyaçları olan hijyenik pedlerin ücretsiz olmasına dair taleplerini yüksek sesle dile getiren bir grup kadını görmek bazı insanlar için şok ediciydi. Biz de regl herkes için normalleşene kadar bunu sokaklarda da dile getirmeye devam etmekte ısrarcıyız.

Gizem: Regl hala ciddi bir tabu çünkü regl hala ayıplanan, konuşulmayan bir konu. Regl üzerine konuşmamak; kadın sağlığı konusunda çalışmalar yapmamak, politika üretmemek doğrudan iktidarın kadın düşmanı politikalarının kendisi aslında. Bugün hala marketlerden ped alırken, pedi gazeteye saran, siyah poşetlere koymaya çalışan bir kesim var. Bu erkek akıl karşısında bizler, pedleri görünmez kılmaya çalıştıkları o siyah poşetlerden çıkartıp meydanlarda büyükçe ve kanlı pedlerle eylemler yaptık. Çünkü pedlere erişememiz bir yandan ekonomiyle, kapitalist sistemle ilgiliyken diğer yandan bu sistemin kendini dayadığı patriyarkayı da görüyoruz. Dev pedlerle meydanlarda eylemler yaptığımız zaman önümüzden geçen erkeklerin tuttuğumuz şeyin ped olduğunu anladıkları an kafalarını eğdiklerini gözlemledim.

Diğer yandan kadınların ise durup eylemi izledikleri, destekledikleri ve gülümsedikleri anlar da oldu. Böylesine bir tabuyla, patriyarkal kapitalizmle cesurca hesaplaşıyor oluşumuzun kadınları güçlü hissettirdiğini düşünüyorum.

Kampanya süreci boyunca gelen tepkileri olumlu buluyorum. Regl ürünlerine gelen zamlar, regl olan herkesi etkileyen, öfkesini büyüten bir durum çünkü. Ücretsiz ve ulaşılabilir ped talebi, regl olan herkesin ortaklaşabildiği bir talep ve acil ihtiyaç.

Yüzde 18 KDV’nin kaldırılması, regl ürünlerinin ücretsiz ve ulaşılabilir olması konusunda talepleriniz neler? Olması gereken nedir?

Rozana: Regl ürünlerinin lüks tüketim ürünü değil, regl olan herkesin temel bir ihtiyacı olduğu artık uzlaşılması gereken bir konu. Derinleşen ekonomik krizle beraber kadınların bu ürünlere ulaşamaması, her geçen gün sağlığımızı riske atacak alternatiflere yönelmek zorunda bırakılmamız basite indirgenecek ya da görmezden gelinecek bir mesele değil. Ayrıca regl ürünlerinin lüks tüketim vergisine tabi tutulması politik bir tercihtir, kadın sağlığının erkek egemen bir bakış sonucu gözardı edilmesidir. Bu sebeple temel bir ihtiyacımız olan regl ürünleri regl olan herkes için ulaşabilir ve ücretsiz olmalıdır. Bunun yanında sadece ücretsiz değil, ulaşılabilir olması da önemli bir nokta. Örneğin kampüslerde pede erişimimiz oldukça kısıtlı. Ya kampüs dışına çıkarak uzun mesafeler katedip ped satın alıyoruz ya da kampüs içerisinde arkadaşlarımızdan ediniyoruz. Yaptığımız ped dayanışma kutuları da bazı üniversitelerde okul yönetimleri tarafından sökülüp çöpe atılıyor. Bu sebeple kadınların kampüste pede ulaşması için önlerine türlü engeller koyulduğunu görüyoruz. Pedler ücretsiz bir şekilde her kampüste, her tuvalette bulunmalıdır. Üniversitelerin Mediko’ları da regl ürünlerine ulaşabileceğimiz bir şekilde yeniden düzenlenebilir. Yine kampüs dışında da kadınların tüm bu ürünlere ulaşabilmesi, sağlık haklarından kolay bir şekilde yararlanabilmesi için Kadın Sağlığı Merkezleri açılmalıdır. Neticede regl ürünlerinin sadece ücretsiz olması, tüm kadınların bu ürünlere ulaşabilmesini sağlamayacaktır. Kadınların bu ürünlere ulaştığı, bilgilendirildiği ve koruyucu birçok sağlık hizmetine ücretsiz ulaştığı Kadın Sağlığı Merkezleri acil ve kapsamlı bir ihtiyaçtır.

Gizem: Son zamlarla birlikte regl ürünlerine ulaşamaz hale geldik. Bu yüzden öncelikli ve acil talebimiz regl ürünlerindeki lüks tüketim vergisinin kaldırılmasıdır. Sonraki süreç içerisinde de en temel ihtiyacımız olan regl ürünleri ücretsiz bir şekilde dağıtılmalıdır. Regl ürünleri ile ilgili bir diğer mesele ulaşılabilirlik meselesi. Günümüzün büyük kısmını geçirdiğimiz kampüslerimizde regl ürünlerine ulaşamıyoruz. Kampüslerde hijyenik ped ve tamponlara ücretsiz olarak ulaşmak istiyoruz. Kampanyamız sonucu İstanbul’da Kent Üniversitesi, tuvaletlere ücretsiz ped koydu. Her üniversitede aynı uygulamanın yapılmasını talep ediyoruz.

Barınma alanlarımız olan yurtlarda da hijyenik ped ve tamponlara ulaşamıyoruz. Yurtlarda da hijyenik ped ve tamponlar ücretsiz olarak dağıtılmalıdır.

Kampüslerde, yurtlarda, aile sağlık merkezlerinde hijyenik ped ve tamponların ücretsiz bir şekilde dağıtılmasını talep ediyoruz. Sağlığımızı riske atmadan regl ürünlerine ücretsiz bir şekilde erişmek en temel hakkımız.

Yine sağlığımız ile ilgili bir diğer konu HPV aşısı. Rahim ağzı kanserine karşı koruyucu etkisi olan HPV aşısı 100 üzerinde ülkede ücretsiz uygulanırken Türkiye’de üç doz aşının bedeli yaklaşık 3 bin TL. Genç kadın yoksulluğun derinleştiği bu süreçte bizlerin HPV aşısına erişmesi mümkün dahi değil. Sağlığımıza “lüks” olarak yaklaşan kadın düşmanı bu politikaları kabul etmiyoruz. HPV aşısı devlet tarafından ücretsiz bir şekilde uygulanmalıdır.

Bir diğer talebimiz ise genç kadın yoksulluğuna dair devletin acil çözüm politikaları üretmesidir. Geçinemediğimiz, barınamadığımız, en temel ihtiyaçlarımıza dahi erişemediğimiz bu süreçte, sorunlarımıza dair acil çözüm politikaları üretilmesini istiyoruz. Sonuçta ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz. Krizin faturasını bize ödetmeye çalışanlara cevabımızı sokaklardan, meydanlardan, kampüslerden veriyoruz; ödemeyeceğiz!

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Rozana: Biz kadınların, bizleri her zaman yok sayan ve görünmez kılan erkek egemen bakışla, patriyarkal kapitalizmle mücadelesi derinleşen sistemsel krizler karşısında bugün de güçlenerek devam ediyor. Kadınlar olarak her zaman önümüze engeller koyuldu, en temel haklarımıza dahi erişimimiz engellendi. Ücretsiz regl ürünleri mücadelemizi, patriyarkal kapitalizmin bize çizdiği sınırlardan aykırı görmemek gerekiyor. Tüm kriz dönemlerinde öncelikle bizim haklarımıza, kazanımlarımıza saldırılıyor. Bunun karşısında dayanışmamızı büyütmek, mücadeleyi güçlendirmek ve birbirimizin çaresi olmak beni her zaman çok güçlendirdi. Büyüyen mücadelemizle ücretsiz ped hakkımız başta olmak üzere bizden gasp edilen birçok hakkımızı kazanacağımıza dair güvenim, kadın mücadelesine olan güvenim her gün artıyor. Yaşasın mücadelemiz!

Gizem: En temel ihtiyacımız olan regl ürünlerine erişemediğimiz bu süreçte bütün kız kardeşlerimizi mücadeleyi büyütmeye, örgütlenmeye çağırıyorum. Hijyenik ped ve tamponlardan lüks tüketim vergisi alınmasını, uygulanan zamları kabul etmiyoruz. Regl ürünleri ücretsiz ve ulaşılabilir olana kadar sokak sokak, kampüs kampüs mücadelemizi büyüteceğiz. Birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu tarihimizden biliyoruz, taleplerimizin gerçekleştirilebilir olduğunu biliyoruz ve taleplerimiz yerine getirilene kadar rahatlarını bozmaya devam edeceğiz.

Bu röportaj ilk olarak Feminerva Dergisi’nde yayınlanmıştır.

Yazar