Özgürlükçü Gençlik

Kendine Ait Bir Oda Üzerine

“Bir kadın eğer kurmaca yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır.” Virginia Woolf’un 1928 yılında kullandığı bu cümle, günümüzde geçerliliğini korumakla beraber, kadınların güncel konumu ve ihtiyaçlarıyla birlikte yeni anlamlar kazanıyor. Bugün hala kadınların özgürce yazabildiği bir durum söz konusu değil. Kendine ait bir odası olup yazabilenler de erkek egemen sistemin altında başka biçimlerde ezilmeye devam […]

Kendine Ait Bir Oda Üzerine Read More »

Gettoları Değil, Tüm Kentı̇ İstiyoruz!

Trans hareketi tarihine baktığımızda, trans kimlikler kendilerini var etmeye başladıkları ilk andan günümüze kadar neredeyse aynı hak taleplerini sürdürmeye devam ediyor demek çok da yanlış sayılmaz. Hala yaşam hakkı, barınma ve çalışma hakkının Türkiyeli translar ve travestiler tarafından hukuki bir düzlemde kazanılamamış olması hareketin en büyük sorunlarından. Ulus devlet sürecinden beri tüm ezilenleri yok sayan;

Gettoları Değil, Tüm Kentı̇ İstiyoruz! Read More »

Kürdistan mı var Lubunyalar mı?

2024 Newroz’unda İzmir ve İstanbul’da biz LGBTİ+ların saldırıya uğramasıyla birlikte ‘Kürdistan vardır, lubunyalar vardır!’ sloganı tekrardan gündem oldu. Kimin gözünden baktığımıza göre değişmesiyle birlikte iktidara göre ikisi de “yok” ve yok olmak zorunda.  Newroz’da saldırıya uğramamızla başlayacak olursak: Mayıs seçimlerinden sonra faşist iktidar hamlelerini sürdürmekle birlikte Türkiye’deki toplumsal hareketlere açtığı savaşı hızlandırmış durumda. Bunun bir

Kürdistan mı var Lubunyalar mı? Read More »

İklim Krizi 101

Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar sizin için çok kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak… (Sait Faik, Son Kuşlar)

İklim Krizi 101 Read More »

Durduramayacaklar, Baharı Örgütleyeceğiz! 

Ülkeyi toplumun her kesimi için adeta bir cehenneme çevirmek isteyenler gençliğe de savaş açmış durumda. İşçileri, göçmenleri, çocukları sendikasız, kayıtsız bir şekilde kölece çalıştıranlar, kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendirenler, doğayı yağmalayan ve oturduğumuz evlere dahi çökmeye çalışanlar gençliğin yaşamlarına da böyle çöküyor. Bunun karşısında duran tüm güçlere yönelik çok boyutlu saldırılar ise her gün artıyor.  Yakın

Durduramayacaklar, Baharı Örgütleyeceğiz!  Read More »

Afet Yönetimi ve Toplumsal Cinsiyet

6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Depremin hemen ardından deprem bölgesinin yeniden inşası ve depremden çeşitli şekillerde etkilenen insanların hayatlarının düzene oturması için fonlar ve bağışlar toplandı, kamu bankaları bile kendi ceplerinden çıkarıp veriyorlarmış gibi milyonlarca lira destek vaadinde bulundu. Bir yıl içinde yüz binlerce konutun sahiplerine teslim edileceği sözleri verilmişti. Devlet insanları yalnız

Afet Yönetimi ve Toplumsal Cinsiyet Read More »

Gramsci: “Yılbaşı’ndan nefret ediyorum”

Her sabah, göğün kasvetli örtüsünün altında uyandığımda, bunun benim için yılbaşı günü olduğunu anlarım. Muntazam bakiyesi, ödenmemiş borçları ve yeni yönetim bütçesiyle hayatı ve insan ruhunu ticari bir kaygıya dönüştüren sabit vadeli hesaplar gibi kapanan yılbaşlarından nefret ediyorum. Hayatın ve ruhun sürekliliğini yitirmemize neden oluyorlar. Kendinizi bu yıl ile sonraki arasında bir mola olduğunu veya

Gramsci: “Yılbaşı’ndan nefret ediyorum” Read More »

Öğrenci Eylemleri Üzerine Bir Röportaj

Serüven İzmir-Yazı Atölyesi’nden Büşra, Mercan ve Melek’in ortak kaleme aldığı bir yazıdır. Merhabalar, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? Ben Fadime Özdemir, 23 yaşındayım. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 4.  sınıf öğrencisiyim. Asansör faciasında arkadaşımız Zeren Ertaş’ın yaşamını yitirmesiyle hepimiz çok sarsıldık. Bu olaydan sonra İzmir’de beş büyük eylem oldu. Bu eylemler nasıl başladı ve nasıl

Öğrenci Eylemleri Üzerine Bir Röportaj Read More »

Röportaj: Doğanın Çocukları’ndan Beyda Ceylan

1-Platform olarak kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Ekolojik, özgür bir topluma giden yol kapitalizmin dünya genelinde yarattığı yıkımın karşısında sınırları aşan, enternasyonalist bir “yeryüzü yurttaşlığı” inşa etmekten geçiyor. Bizler doğanın, kapitalizm tarafından bir sömürü alanı olarak görülmesine ve yağmayla, talanla yok edilmesine karşı çıkan, mücadele eden üniversitelileriz; kızıl sincaplarız. Her geçen gün bir avuç sermayedar zenginliklerine

Röportaj: Doğanın Çocukları’ndan Beyda Ceylan Read More »

Lüks Değil Temel İhtiyaç: Kadınların Regli Görünür Kılma ve Regl Ürünlerine Ulaşma Mücadelesi

Kadınlar tarihin başlangıcından beri hakları, hayatları, sahip oldukları ya da olamadıkları şeyler için mücadele ediyorlar. Patriyarka ve kapitalizm, tarihin çeşitli dönemlerinde bazen tek başına bazen de uzlaşarak kadınların yaşamları üzerinde çeşitli baskı mekanizmaları kurmaya çalışmıştır. Kadınlar üzerinde kurulmaya çalışılan bu baskı ve kontrol mekanizmaları, beden politikaları ile de doğrudan ilişkili. Geçmişten bugüne kadınlar, regl/menstrüasyon dönemlerinde

Lüks Değil Temel İhtiyaç: Kadınların Regli Görünür Kılma ve Regl Ürünlerine Ulaşma Mücadelesi Read More »